9 Mart 2017 Perşembe

Madem ki kadinim ....

Madem ki kadinim , madem ki bugün 8 Mart ve madem ki her milletten 100 erkegin icinde epi topu 4 kadinin oldugu , ama abuklugun sadece bu oranla kalmadigi , 13 senelik is hayatimin en absürd toplantisini  geride biarkmisim , bu geceyi yazmakla taclandirmak farz oldu .

Giristen de anlasilacagi üzere biz kadinlarin üzerine olacak bu ilk atki .  

Neresinden baslayacagimi bilemedigim icin gayet de bodoslama , gecen hafta danismanimla yaptigim konusmayla girecegim . Artik kusuruma bakmayiniz , uzun zamandir yazmadigimdan hantallasmisim , ole uzuuun uzun girisler yapamayacagim.

Danisman da ne ola la Burcu diyen soran sorgulayan güzel insanlara ; hastaliklar , kayiplar , hayal kirikliklari stres ve endislerle dolu bir yilin bana yiktiklarini baktim kendi  kendime atamiyorum üzerimden bir bilene danisayim diyerek, solugu bir danismanda aldim efen`m.

Ve sansimi seveyim  , bu aci vatanda , anadilimde derdimi anlatacagim , Istanbulumdan dunya tatlisi bir danisman buldum . Yalniz "Ah bu ben kendimi nerelerde bulsam , cekilsem sahillere hayaller mi kursam " tadinda baslayan görüsmelerimiz , zamanla öyle bir hal aldi ki , burnumuzda tüten Istanbul a öyküler mi yazmadik , vatani mi kurtarmadik ,  kibeleden baslayip pandaronun kutusuna kadinin tarihsel yenilgisini mi (*) konusmadik ,  yük atmaya gittigim kendisinden her defasinda  yeni görevler yüklenerek ama her yeni yükle hafifleyerek döner buldum kendimi.

Gecen haftanin sorusu da , yakindan takip edenlerin bildigi üzere , su siralar isten kelli yogun , stresli bir dönem geciriyor oldugumdan  hali ile   nasil bir ortamda calismak istiyorsun Ey Burcu idi . Söylenecek, dilenecek onlarca sey varken , birden  etrafimda daha cok kadinin oldugu bir iste calismak isterdim cikiverdi icimden . Ama  nasil cikmak , bogure bogure  J Meger ben ne kadina hasretmisim , kendime sastim. Halbuki , cocuklugumdan beri cogunlukla erkekler oldu cevremde , bebeklerle evcilik oyunlari oynadigim bir tane net anim yok , lakin mahallede oynadigimiz toprak oyununu   , topumuzu kesen cikik sebahat teyzeyi , simdinin ruhsuz  dandik soluk zevksiz beton binalarin üzerinize üzerinize üsütügü , eskinin agaclarindan cift  kale yapip  futbol oynadigimiz  zeytinligi , dandirik okul potasinda oynanilan basket maclarini gayet net gözümün önüne getirebiliyorum .   Neden bilmiyorum , onlarin (!) -neden onlarin oluyorsa-  oyunlarini oynadim , seyrettim , ilgi alanim ne cocuklugumda ne de ergenligimde kesisemedi bir türlü kiz arkadaslarimla . Bir Demokanim  vardi gerci ama  onun da benden farki yoktu be ya :D Aaaa dur ya , nasil atlarim , bir de her biri ayri bir renk  candan öte yatakhane arkadaslarim  vardi diyecegim ama , yatakhane koridorunda top tepistirdigimiz, pimapen koselerdeki muhabbetlerimiz , gulduklerimiz agladiklarimiz   pek oyle dayatilan  kizsal  anlar olarak gelemedi gozume . Bilemedim ….
Anyway anyhow belki iki yas kucuk erkek kardese sahip olmak , onunla buyumek , belki sansima cinsiyetcilikten hazetmeyen bir babaya ve her ne kadar yer yer "kiz kismi " ile baslayan girisleri ile  beni ayardan ayara götürmüslügü olsa da , bana inanan , beni cesaretlendiren ,  attigim her attigimin en büyük destekcisi  olan  bir anneye  sahip olmak , belki okudugum okul , belki sectigim meslek belki  idi belki  vidi  ne bileyim konfor alanim bir sekilde  erkekler oldu benim , onlari anlamak , onlarla anlasmak onlarla rekabet etmek hep daha kolay geldi .
Belki de sadece dayatilana zorlama(!)  bir isyan. Zorlama diyorum cunku simdi dönüp baktigimda gecmisime , aslinda simdi simdi eksikligini hissettigim bir cok sey belki zamaninda sirf isyanimdan uzak durdugum tecrübe edemedigim gayet de kizsal ve gayet de yasanilmasi gereken seyleri yasamadigimdan kaynaklaniyormus meger .  Bunu 38 yasimda kadinlarin egemen oldugu sektörde calisan biri olarak danismanimin  "Bana biraz yüceltiyorsun , ideallestiriyorsun kadini is hayatinda gibi geliyor  " dediginde farkettim ve bir haftadir da kafamdan gitmedi  bu cümle . Gercekten de kadinla is hayatinda hic  rekabet etmedim ben , özel hayatimda girmek zorunda kaldigim bazi toplar oldu , ama onlarin da pek basarili gectigini söyleyemem :D
Neyse cok uzatmadan ,  40 a  "Yasadiklarimdan paylasmak istedigim seyler var" basligi altinda "Argac" serisi ile gireyim, ben ortaya atayim atkimi siz cözgünüzle gelin demisim ya , bu da ilk argacim olsun size  .    Belki tecrübesizlikten , belki de gercekten ideallestirdigimden ben kadin yöneticilerin / liderlerin erkeklere nazaran daha kollektif calistiklarini  , karar asamalarinda daha egolarindan arinmis , kendisinden önce daha cok toplam kazanimi dikkate alan yöneticiler olduguna inaniyorum .
Belki aranizda ayni yoldan gecmis , ama farkli bir görüsü olan , ve/veya farkli düsünen  birileri vardir ,  cözgülerinizi dörtgözle bekliyorum efen`m. 
Sevgi ile kalin , esen kalin

Burcu 
(*) 



22 Ocak 2014 Çarşamba

Bugün benim Dogumgünüm! / Heute ist mein Geburtstag 10. Jan. 2014

"Hatiralarima derin yolculuklar ettiğimde , 5 yaşında dahi gün batımına karşı hüzünlenen bir tip olduğumu hatırlıyorum. Hayır o yaşta neyin hüznü Allah'ın veledi? Barbinin elbisesi mi üstüne olmuyor, tokanın lastiği mi belerdi? Aç değilsin açıkta hiç değilsin. Sanırım en çok mutlu bir insan olacağım sanıyordum. Bunu hala inatla sanıyorum." Demiş Deniz Özturhan, imzamı atıyorum yalnız bir farkla, ben sanmıyorum ... 

35. Yaşıma girdiğimde şu günde tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki, mutluyum . Sırtımı dayadığım kapı gibi iki kardeşim, sevgi ile büyütüldüğüm ailem, 23 yıldır kahrımı çeken Demokanım,  varlıklarıyla hayatıma renk katan can dostlarım arkadaşlarım... Severek yaptigim bir isim, bana güvenen / inanan yöneticilerim ve ekibim ve mesai arkadaslarim.  Sizlerle mutsuz olmak mümkün değil! Ondan kelli iyi ki doğmuşum bee diyorum ve hepinizi kocamaaaaaaan öpüyorum! Sevgi ile kalın!

" Wenn ich tief an meine Erinnerungen fahre, erinnere ich mich , dass ich sogar mit  fünf Jahre alt  eine besondere Melencholie bei jeden  Sonnenuntergang hatte. Mit 5 Jahre alt ! Was zum Teufel sollte dieser Trauer seinJ Passt denn dein Barbies Kleid nicht an oder ist dein Haarklemme kaputt gegangen? Obwohl ich ja  ein wohles Kindheit hatte.. Ich  glaubte am meistens, dass ich in der Zukunft  ein glücklicher Mensch wäre. Und daran glaube ich hartnäckig immer noch J "  So hatte Deniz Ozturhan geschrieben an ihrem 30. Geburtstag. Genauso gilt es für mich aber mit einem kleinen Unterschied. Ich glaube nicht , sondern als eine Person , die heute seine 35. Geburtstag feiert  bin ich mir ganz sicher , dass ich glücklich bin.


Ich habe einen Bruder & eine Schwester , die mich liebevoll unterstützen , eine glückliche Familie, in der ich mit Liebe aufgewachsen bin , eine Freundin wie Demokan, die seit 23 Jahren immer hinter mir ist, uns so viele Freunde , die viele Farben zu meinem Leben hinzugefügt haben , eine Arbeit , in der ich Managers & Kollegen habe , die mich jede Zeit unterstützen , mich vertrauen, und an mich glauben…  Ich bin wirklich sehr froh, dass ich euch alle kennen gelernt habe. Wie kann man mit euch unglücklich sein. J Deswegen kann ich ganz ruhig sagen : Schön, dass ich geboren bin, schön dass ich euch alle kennen gelernt habe. ;) Vielen vielen Dank noch mal für alles! 

********************************************************

YORUMLAR .... YORUMLARIMIZ ...... ( FB , 08. Ocak 2013)

********************************************************

8 Ocak 2014 Çarşamba

ABUKLUKLAR SILSILESI 31 // 30 DA KALMAK

30 DA KALMAK 


Heyyy, sen evet sen . Sana diyorum gözlüklü ve veya gözlüksüz, arkadaki uyuklayan , veya ön deki pür dikkat kesilen , ayni anda 305 isi bir arada yapmaya calisirken iki ayagi bir pabucta olan veya ananiskonun tabiri ile sefa p.zvenkligi ile gününü günü eden , hayata poz veren veya kendini her kosulda kamufle etmeyi becerebilen , hangi zaman araligindasin kestiremiyorum bunu okurken, o yüzden selamlardan selam begen . Ister sabah seriflerin hayirli olsun, ister günün ister aksamin ve/veya en olmadi gecen iyi / hayirli ola . Bu yaziyi okuyabildigine göre 2013 ü atlatanlardansin dostum. Eger an itibari ile de bir hafta önceki hayatindan farkli bir sey yapmiyorsan, yan sayfanda bankanin internet subesi hazing hazing sana siritiyorsa , kredi karti borclarin ve ev taksitlerin, varsa cocuklarinin okul masraflari bir diger excel sayfasinda hesap/kitap tutulmasi yasiyorsa piyango da vurmadi demektir… Belki bir eksiksin gecen yildan , belki bir gereksiz fazla . Bak ne diyecegim. Bos ver beaa yeaaa. aynisinin laciverti gecen yilin basinda da böyleydi , ama arada ne güzel anlar da yasadin, takilma dünyevi mevzulara, gectigin yili o güzel anlarla biii güzel paketkle kaldir rafina. Bak kaldirma konusunda cok ciddiyim nasil yaparsin bilmiyorum ama bir sekil kaldir arkadasim. Böleee disardan baktiginda hep o güzel anlar olsun paketin dis tarafinda, haaa arada cok mu baydin, dertsiz basina dert mi istiyorsun o vakitler acip acip kurcalarsin paketin icindeki denyoluklari . 


Ve evet giristen de görüldügü üzere alenen erdim canlar. Ama bir sorun nasil erdim . Gecen Isvicre seyahatimde , aradan gecen 10 yilin ne kaa cok sey degistirdigini ama ayni zamanda bir o kaa seyi de degisteremedigini gördüm. Misal on yil önce dört yasinda biraktigin yegenin senden on santim uzun olmus , konustugu konular spange bobedan Berlin deki müzelere gelmis olabiliyor ama sana sarildiginda gözlerini ayni sekilde büyütüp , icini ayni on sene önceki kadar isitabiliyor. Belki oynadigi leblebiyi burnuna kacirdigi gün kadar komik degil ama yine de gözünden yas getirecek kadar güldürebiliyor seni. Veya görüp görebilecegin en sorumsuz can can arkadasin baba olmus , isinde gücünde bastan asagi sorumluluk abidesi kesilmisken , tokusturdugun her kadehte kazi bak biraz Burcu , altinda eski beni bulacaksin sinyali verebiliyor. Gidilen mekanlar, kalinan evler, sokaklarinda kahkahalarinin cinladigi Zürich bile on yilda degisiyor ama aldigin keyif degismiyor vesselam. 



Bu abuklukluklar silsilesine baslarken dogumgünüme kadar 35 tane yazma sözü vermistim kendime. Netekim sözümde duramadim, Demokan, Tezyem ve Billy nin katkilari ile ancak 31 i bulabildim. Cekiyo bole absürd rakamlar beni . Ahahahahah aman yok be ya. Hele bir sorun neden duramadim? Demek ki 35 yaslik bir hayat tecrübem yokmus benim. Hem zaten kendimi de hic ole 35 gibi hissetmiyorum ne yalan söyliyeyim. Iyi oldu böyle 




Bir de ayar oldum bu 35 mevzusuna o da var . Gecen bir anket geldi doldurmam icin , hangi yas grubundasiniz sorusunda 3 grup var 18-24 , 25-34, 35-45. Bildigin 5 dakika kitlendim kaldim sayfada. Alenen orta yas olmusum. Uyuz oldum bitirmedim anketi. 35 i bir sagdaki gruba dahil dahil edene kadar onlar , hic birini de cevaplandiramiyacagim bu ve bunun türevi anketleri. Isyanim var! Bu ne ya, orta yas degilim ben!!!!!

Esasen 31. olacak gececek bu yazi da blogda ama herhangi bir abukluk yok icinde, sizlere tesekkür etmek icin yazdim sadece . Amacim eglenmekti tüm bu abukluklari yazarken , ve gercekten de cok eglendim , hem yazarken hem de sizin yorumlarinizi okurken. Hatta izin verirseniz yorumlarinizi da bloga eklemek ve böylelikle Abukluklar Silsilesini sonlandirmak istiyorum. 



Biterken…Sunu farkettim , daha dogrusu gecen Teyze canla konusurken cikti ortaya, ben aslinda yazmiyor , konusuyormusum.  Kilometrelerce uzaga gitmis olsam da kurtulumadiniz su cenemden !Ne cetiniz be cannar  Saka bir yana yigidin hakkini yigide vererek , köseme cekiliyorum. Yazmak bambaska bir yetenek , ciddi bir alt yapi ve özen gerektiriyor ki ikisi de ben de namevcut. Ama konusmaya gelice hep varim, caniniz, pasa gönlünüz ne zaman konusmak isterse beni nerede bulabileceginizi biliyorsunuz  

Sevgi ile kalin esen kalin efendim!

********************************************************

YORUMLAR .... YORUMLARIMIZ ...... ( FB , 08. Ocak 2013)
********************************************************


29 Aralık 2013 Pazar

ABUKLUKLAR SILSILESI 30 // EN KANKA TEYZE


Ve 30. Hikaye en kanka teyzeden gelirrrrrrr :) Canim Teyzem iyi ki varsin iyi ki teyzemsin…
Tüm okuyanlara merhaba, bildiginiz gibi sevgili burcu 35. yasina, onda iz birakmis, gecmiste yasanmis abuk olaylari bizlere aktarark, paylasarak, 35 yazi dizisi hazirliyor. Valla  aslinda gonlumden gecen bu yazilari birgun bir yerde toplamasi, bayagi icten, konusur gibi yaziyor. Burcu mert kizdir, dogrucudur, hatirsinasdir, kivrak zekasi ve bulundugu ortama gore kendini  neredeyse isik  hizinda ayarlayabilir. Iyi ki yegenim olmus, iyi ki onunla uzun zaman gecirebildim, bana hep iyi geldi. Onu seviyoruz. Yani kisaca o tam bir oglaktir, güvenilirdir, hani varya ölümüne dosttur arkadaslar. Bu yasanmisliklar serisinde illa ki bir abukluk olmasi gerekli degil bence, bazi anlatilanlar düsündürücü ve hüzünlü. Yani belki bana oyle geliyor ama sanirim bu düsüncemde yalniz degilimdir.
Ben de sizlere bir abuk-garip-gercek  (varin artik okuyunca karar verin, secim sizin) bir yasanmislik anlatayim. 70ler…havali bir istanbul kadiniyim, bir mimarlik sirketinde müdür  sekreteriyim. Düsünün, ingilizce stenografi, telefaks,10 parmak daktilo (hem de Olivetti marka), muhasebeyi Facit hesap makinesiyle yapiyorum falan  …falan… uluslararasi ve ülke icinde acilan mimari  proje yarismalarinin ana merkezindeyim, cok mutluyum, isimi cok seviyorum. Koca koca mimarlardan cok seyler ögreniyorum. Behruz Cinici, Dogan Tekeli, Aydin Boysan, Bülent Cedetas, Metin Hepgüler ve daha nice ünlü isimlerle beraber calisiyoruz. O yillarda ITU den mezunlar Guzel Sanatlardan mezun olanlara burun kivirirlardi, aralarinda sanki bir üst-ast catismasi var gibiydi. Galiba simdi o bina Konservatuar oldu. Neyse, simdi diyeceksiniz ki  EEEEEE???? Yani butun bunlardan bize ne??? Ama iste hersey  anne olduktan itibaren degisti, malum önce bebek bakimi, ev kadinligi derken, is kadinligina ara verdim. Ulkenin ekonomik krizi-siyasal calkantilar, kocamin isini kaybetmesi, Evren darbesinin ayak sesleri duyulmaya baslaniyordu ki, kocam yurt disina calisma sansi aramaya cikti. Iste  birden duzen bozulmaya,  abukluklar ortaya cikmaya basladi. Veee tabii ki en korkuncu gittigimiz ulkenin dilini bilmemekti, yani arkadaslar bulundugunuz kat ne kadar yuksek olursa olsun konusup-anlatamyorsaniz, diliniz yoksa kocaman bir 000000siniz. O günleri kafayi yemeden, benligimize zarar vermeden nasil atlattik, hala tam cözemedim. Aradan gecen 35 yilda yasadiklarimin neredeyse yarisini unutmusum ama sekreterlikle gecen 10 yilimin  heyecani-güzelligi-kalitesi-özlemi hala dün gibi dupduru. Yüregimde ise hep sizi var,,,umarim beni anladiniz.
 Bedavadan-dogustan ogrendigimiz ana dilimiz gercekten cok kiymet, bir de onu iyice hakkiyla konusuyorsak katmerli nimet.. Neyse is arama faslimiz da cok komik, elimizde iki dilli sözlük, evde neler soracagiz yazip ezberleniyor, tamam iyi güzel ama karsinin yanitini nasil anlayacagiz, o zaman karsi dilin  sözlügünü ilgiliye veriyoruz, adam söyledigi kelimeleri bize gösteriyor, biz de türkce karsiligina bakip-anlasip is buluyoruz. Haahahahaha… kafaniz karisti degil mi?? Iste size tam abukluk örnegi.  Allahtan o zamanlar avrupada yolda bos gezenleri kolundan tutup ise aliyorlardi. Iste bu yolla ben dikis fabrikasinda, kocam mobilya fabrikasinda calismaya basladik. Seflerle sozlukler araciligiyla anlasiyoruz, hata yapmayalim utanmayalim diye bin gayret calisiyoruz. Allahtan cocugumuz ana okuluna baslamisti da 4 yasinda cocuk bize cevirmenlik yapmisti. Aslinda ne utanilacak bir durum degil mi?? Hele yukarida anlattigim gibi bir pozisyondan sonra, gercekten kimlik travmasi yasiyorsunuz. Neyse, olan olmus, gecmis gecmistir degil mi?
 Aradan yillar gecti, biz de egreti gelin durumundan yerlesik  adamlar grubuna katildik veee bir gun yegen Burcunun yolu da  buralara dustu. Ama o hazirlikli, alt yapi tamam, sorun yok derken, mühendislik  diplomasi icin gecirdigi yillar araya girince megerse  yabanci dil arka planda kalmis. Ama en azindan alt yapisi  oldugundan burada konusarak cabuk hatirlarsin diye cocuga destek cikiyoruz. Tarzanca-sokak dili ögrenmek marifet sanirdik taa ki Burcu nun calismasini görene kadar. Yeni bir dili en dogru sekilde ögrenmek, akademik kariyerini bu yabanci dille yapacak olmasi icin verdigi emegi görünce dil ögrenmek nedir cok iyi anladim. Bütün gün dil okulu, gece-gündüz, her yerde, her durumda elinde kelimeler-gramer yazilimlari..devamli calisti ama ne calisma. Normalde 6 aylik ders programini 3 ayda tamamladi, dil hocasi bile sasirmisti, hatta kadin Burcunun verdigi emek karsisinda duygulanmis gözleri dolmustu. Hep derler ya 1 dil 1 insan diye, gercekten cok dogruymus, bunu  yasayan biri olarak cok kesin söylüyorum.. Yani sonuc olarak illa yabanci dilimiz olmali, ne olur ne olmaz..Hayat birgün birilerimizi yabanci diyarlara  ucurabilir. Yolun acik olsun Burcucum, basarilarin devamli olsun, seni seviyoruz..Daha nice, saglikli 35 yaslarin olsun diliyoruz.



********************************************************

YORUMLAR .... YORUMLARIMIZ ...... ( FB , 08. Ocak 2013)

********************************************************

26 Aralık 2013 Perşembe

ABUKLUKLAR SILSILESI 29 // BUGÜN GÜNLERDEN BABAM!

BUGÜN GÜNLERDEN BABAM!

Hala daha büyük bir keyifle okudugum ve okumaya doymadigim ilk kitabim ,  idolüm , rehberim , dert ortagim , halimden tek anlayanim ,  bildigim  en güclü , en güzel insan , süper kahramanim  , canim , herseyden cok sevdigim babam, dogum günün kutlu olsun !

Madem ki bugün günlerden babam, hayatimda abuk olmayan nadir seylerden biri olmasina ragmen bugün abukluklar silsilesinde babami  anlatayim dedim . Hep basima gelen abukluklari mi anlatacagim, bir de beni yasadigim en talihsiz abukluklardan, en dobra , en sicak , en gercekci tespitleri ile cekip hayata baglayan kahramanlari da anlatmak gerek degil mi?

En büyük sansim diyorum ben babama. Cocuklugumdan ergenligime , delicanli hallerimden , uslanip tenezzül eylendigim hallerime kadar , her basarimin arkasindaki gizli kahramanim, her basarasiz girisimimin dert ortagidir kendisi. En sert tartismamalarimizda bile sakin güctür , sabir adamidir , oglaklarin en krali , babalarin en babasidir  amma bir kusuru vardir ki o da  fenerli olmasidir, gerci   o kadar kusur Kadiköyde de olur :P  

Ha bir de ders anlatma konusunda acaiiip basarisizdir onu da atlamayayim. Hey hat ilkokul günlerinden öys zamanlarina kadar , matematigimin fizigimin korkulu rüyasidir :)  Hayir teori süperdir ama ögretmek de bir yetenek  iste o namevcut babamda :) Her anlamadigimda küserdi misal. Sanirim irsi bir durum ,  " daha önce anlattigim üzere" , "gecen gösterdigim üzere" " ama bunu daha önce konusmustuk" ile baslayan cümleler kuran biri olarak , ayni seyi iki kere anlatmaktan nefret etme özelligini babamdan almisim sanirim. Akademik kariyeri secen iki kardese de hayretler ederim ondan kelli. Hatirladigim en abuk anim, anadolu liseleri sinavi öncesi isgal edilen  mutfaktaki enteresan deneylerdir. Suyun kaldirma kuvvetini anlamam icin kurulan legenli düzenekler mi , yoksa elektrostatik nedir Burcu sorusuna cevap icin tarakli , yün kazakli deneyler mi , artik ne ararsan. Hey hat , hala daha dün gibi aklimda karanlikta üstüste giydigi yün kazagi cikarirken ortaya cikan mavi kivilcimlar. Sayesinde elektrik mühendisi olduk ciktik, dördüncü kusagim bu arada ailede , baba meslegi . Görünen o ki benimle de bitecek bu gelenek  ! Bir de tabii bitmek tükenmek  bilmeyen tarih bilgisi :) Amaninnn, babami taniyanlar bilir , en sevdigi konudur , basladi miiiii piiiiiiiiiiiiiiiiii kac arkadas , kafadan iki saat !
Saka bir yana, Fizik, Matematik Tarih i gectim en sevdigim ders hayat bilgisidir babamdan aldigim. "Hayatta kendin edinmedigin hic bir seyle ne övünme ne de yerinme hakkina sahipsin , asalet senle baslar" sözü kulagimdan eksik etmedigim küpelerimdendir. Unutamadigim anlardandir mesela , kardesin sacma bir sebeple bulastigi bir iste bir ortaköy karalolunda, polise ,  cocuklarim milyarlar versem ögretemeyecegim  bir tecrübe edindiler , benim icin büyük kazanim, sikayetci degiliz demesi.  Hikaye de , deprem sonrasi altüst olasi olan hayatimiz , yasanilan maddi sikintilar sagolsun kimselere haber vermeden , kendince egitimine ara verip , bizden gizli ortaköyde bir kafede ise baslama karari almis o vakit kardes , almis almasina amma ay sonu  maasini vermemekte israr eden bir patronla karsi karsiya kalinca, komik bir sekilde karakolda bitmisti hikaye :)
Veya ilk yatili günlerimde , aglayarak actigim telefonlara, iste hemen geliyim cantani hazirla dönelim, ama bak sonra arkadaslarini göremezsin bir daha demesi …Ashil topugundan yakalardi adami evel allah , hala daha ayni :) Veya en buhranli anlardan birinde, depresyonun tavan yaptigi , sadece bailays ve cevizle  gecirilen uykusuz üc kabus dolu günün sonunda ,kapinin calmasidir babam. Tüm belirsizliklerin ortasinda bir sözü yetendi silkinip yasadigim kararsizliktan cikmaya .

"  Denenmisi ancak aptallar bir daha dener kizim !"

Ayni girdilerle farkli ciktilar beklemenin yersiz oldugunu yine kendisinden ögrendim...

Bu ve bunun gibi bir sürü sey iste. Ha kücükken düsmüs dizimi yarmisim, ha simdi duvara toslamis sifirdan baslamisim , her durumda kosup yarami gösterdigim ilk insandir, ve her durumda ayni sakin , güclü , cesaret veren  babadir o da !

Simdi babam  oldu 62 ben de 35 olmak üzereyim. Kafamda bir sürü anilar. Ilk dis düsürme, 4 yasimda büyüdügume kanaat getirilip  bisikletten  yedek tekerlekleri cikarma sahnesi , 89-91 Cinarcik - Kabatas vapur seferlerimiz  , haylaz ergenlik dönemlerimde "bu da benim büyük oglan "demeleri, yaz kis cikarmadigim postallarimla mücadelesi , ilk erkek arkadasla tanisistirilma sahnesi, dünyayi kurtardigima inandigim zamanlardaki fikir ayriliklarimiz, saatler süren politik atismalar, diploma günleri, portakal-nar sulu, firinda kasarli ekmekli kahvaltilar , ve hayatin gercekleri, kazalar hastaliklar , ayriliklar, kayiplar… Hepsi sanki dün gibi . Hey hat ne kadar da cabuk büyüdüm ben böyle :S

Biterken,  dedemin ölüm yil dönümü ile ayni gün oldugundan  87 den beri kutlamaz babam dogumgününü, illa bir punduna getirir atlatir .  Babayi dogumgünüde kaybetmek (!), ben kafamda bile canlandiramiyorum, cok aci olsa gerek … O yüzden bu yaziyi ben de bir gün öncesinden yaziyorum ve bir kez daha tesekkür etmek istiyorum kendisine. Bir insanin basina gelebilecek en güzel sey sevgi ile büyümek. Bana kattigi tüm degerler icin binlerce kez tesekkür. Iyi ki dosgmussun baba, iyi ki benim babamsin, sen her ne kadar asalet senden baslar desen de benim tarihim / talihim seninle baslar! Daha nice nice güzel yaslara , güzel anilara hep beraber.




********************************************************

YORUMLAR .... YORUMLARIMIZ ...... ( FB , 27. Aralik 2013)

********************************************************
 .

ABUKLUKLAR SILSILESI 28 // HIRSLI HIRSIZ

HIRSLI HIRSIZ

Oooo sen kalk basindan gecen abukluklari yaz , 27 tane bitmis olsun, basindan gecen hirsizliklari anlatma, olacak is degil. Gerci ortada 200 trilyonluk vurgun, kutu kutu paralar, hayirli , yatirimci evlatlar , para sayma makineleri dönerken benim hikaye ne kaa ilginizi ceker bilemedim :)

Basimdan gecen ilk carpilma hikayem , Barbaros bulvarindadir. Bildigin elimdeki telefonu cantaya koyup karsidan karsiya gectim, o esnada cüzdanla telefondan oldum. Iki dakikada ! Solugu kösede bekleyen devriye arabasinda, hani su o zamanin Mimar Sinan Fen Edebiyat Fakültesi simdinin bilmem ne vakif üniversitesinin önünde duran polisler var ya orada  aldim almasina amma ,   polisin cantanin ön gözüne bir tek  selpak koyacaksin evladim, oraya koyarsan götürüler demesi  ile yaptigimin ne menem sacma bir hamle oldugunu anladim. Bir de konuya salca diger memur da , "faydasi olur mu bilmiyorum ama , cüzdanin icini bosalttiktan sonra sinan pasa pasajinin karsisindaki türbemsi yere atiyorlar, oraya da bir bakmanizi tavsiye ederim " dediydi. Sagolsun varsolsun, caaanim polisim, su yasima geldim trafik kazasindan , ev soygununa kadar girdigim hic bir ikili diyalogda rasyonel bir muhabbettim olmadi/ olamadi  kendileri ile. Beni mi buldu en sacmalari yoksa hepsi mi böyle bilemedim. Aslinda bildim de , simdi desmek istemedim ;) Anyway anyhow, baktim yapacak baska bir sey yok deli gibi polisin tarif ettigi yerlerde bos cüzdanimi aradim, buldum da ama sonunda. Bir de salak gibi sevindigimi hatirliyorum, kimlik, kredi karti yenileme islemleri ile ugrasmayacagim diye. Bir de o vakitler bir arkadasimdan duymustum, ne kaa dogru bilmiyorum, belki de bir sehir efsanesidir ama, bir arkadasinin annesi TRT de spikermis , ondan kelli basin karti ve basbakanlik karti bulunurmus sürekli yaninda. Bir gün Ankara`da cantasini  kapkacciya caldirinca o da solugu poliste almis. Bakmis polisin hic orali oldugu yok, hatta birak orali olmayi uygulamali en güvenli sekilde canta nasil tasinir brifingi veriyor en kralindan , demis o cantanin icinde basbakanlik karti var, 2 saat icinde burada olacak. Höööyyyyt. Yalniz gercekten de 2 olmasa da 3 saat icinde bulunmus canta. Ikinci agizdan duydugumdan ne kaa dogru bilmiyorum ama, sagdan soldan duydugum/ duydugumuz bi sürü benzer hikaye var böyle.   

Basimdan gecen ikinci kapkac olayi  Aksaray - Havaalani metrosunda oldu, sucüstü yakaladim tipi ama , oyle beter bir cete ciktilar ki , bir ajitasyon bir ajitasyon , hani neredeyse  yerin dibine soktular beni, meger bunlarin abileri ablalari oluyormus sagda solda , böyle kriz anlarinda müdahele edip ortaligi sakinlestiren.

Ücüncüsü evimin soyulmasi ki , en bombasidir. O vakit Ataköy de oturuyoruz , 9. katta , kapida sürekli görevlinin oldugu bir site . Absürd bir detay ama hikayenin icinde önemli bir yeri var. karsi komsumuz da gelinlikci. Biz de daha bir sene olmamis yeni evliyiz  hesapta ama benim seyahatler, exin ayda 12 yi bulan nöbetleri sagolsun  enteresan bir "ev"lilik yasiyoruz,  hali ile evi de otel gibi kullaniyoruz. Simdi tam tarihini hatirlamiyorum ama yaz baslari olmasi lazim , cünkü evde haftalardir kisliklari kim kaldiracak yazliklari kim cikartacak meydan muharebesi dönüyor, sen yok sen , ben anca su zaman yapabilirim , o da belkim, yok pasa gönlüm ne zaman isterse ahahah, klasik haller iste.  Anyway anyhow bir de Cuma günüydü onu hatirliyorum . Edirne de bir müsteri ziyaretim vardi , normalde aksami orada gecirip ertesi gün dönmeyi planliyordum ama, toplanti bekledigimden kisa sürünce, E Istanbul da kutsal cumayi kacirmama adina bastim geldim eve. Eve bir geldim ki, piiiiii kapi yok! Esasen kapi var da , hani kapinin oturtuldugu cerceve var ya o yok :) Nasil becermislerse…. Gerci sonra polis anlatti levye ile yapiyorlarmis, aydinlanmis oldum sayelerinde bir kez daha :D  Bir de karsi dairenin kapisi da ayni sekilde. Artik yorgunluktan mi , soktan mi bilemedim, kapiyi itip iceri girdim. Hayir salak niye girersin, nereden eminsin adamlarin artik orada olmadigindan . Neyse allahtan yoktular, yalniz ev nasil var yaaaa, anlatamam size. Her yer her yerde. Bir de insan kendi evini o halde görünce bir garip oluyor hacilar. Tecavüz nasil bir sey bilmiyorum  ve tabiisi de hic bir seyle karsilastirilmaz ama , mahreminize izinsiz bir giris sözkonusu oldugundan tecavüze ugramisa  benzer bir duygu yasiyorsunuz. Korkunc!  Neyse evin durumu icler acisi , ortalik dolaplardan cekmecelerden firlatilmis kiyafetler, icleri bosaltilmis vazolar, vazosu alinmis sacma plastik ciceklerle dolu ki, ne yalan söyliyim bu kismina hic ama hic  üzülmemistim . Oldum olasi ayarimdir plastik cicege ve  gümüslük olayina hep de  sorgulardim, bu seyler benim evimde ne yapiyor diye , evlilik böyle bir sey iste , bazen tahamül ediyorsun bazi seylere . Puhahahah saka saka yaa o kaa basit degil tabi , evliler hemen anlamistir ne demek istedigimi  , evli olmayanlarin da cok da merak ettigini zannetmiyorum , ondan kelli girmiyorum detaya :) Bir diger olumlu yani da artik yazliklari kim cikartacak tartismasi sona ermisti, zira hirsiz sagolsun , bu görevi gayet de basarili bir sekilde tamamlamis, hatta ne zamandir arayip da bulamadigimiz ne varsa onlari da eksik olmasin bizim icin bulmus, evin bilimum köselerine firlatmisti . Saka bir yana ,  ev gercekten korkunc bir haldeydi , fotograf cercevelerini bile acip acip birakmislar.  O vakit anlamamistim ama simdi ayakkabi kutularina koyulan paralari düsününce, fotograf cercevelerine para koymak veya hirsizin perspektifinden cercevenin icine para  koyulabilecegini  düsünmek hic de  ole üstün zeka gerektirecek bir durum degilmis meger, bosuna sasirmisim o vakit ;)

Ilk is görevliyi cagirdim, sonra exi aradim, ameliyatta tabii klasik, kankayi aradim sonra da babam. Görevli polis cagirdi, gelene kadar da hic bir seye dokunmayacakmisiz. Bir yandan polisi bekliyoruz bir yandan babami sakinlestirmeye calisiyorum telefonda, zira kendisi son derece emin , hirsizin kullandigi teknikten , zamanlamasindan idisindan bidisindan aslinda gayet de bilinirmis kim / hangi cete oldugu da ….. 
Neyse saatler sonra geldi bir ekip, her tarafi acaip bir tozla kapladilar, bildigin bir saat anlam veremedigim bir seyler yaptilar sonrasinda da mobilyalarimin parmak izi tutmayan mobilyalar oldugu ve hic bir yerde parmak izine rastlanmadigina dair bir tutanak tuttular.

Dedim nasil yaaaaa, evin alti üstüne gelmis, nasil olmaz, peki ya sac teli, ayakkabi izi falan da mi yok ?
Puahhahahahah kendim sordum kendim güldüm tabii. Bir de " cok fazla dizi izliyorsunuz sanirim hanfendi " diye de makaraya alindim .

O tutanagi bir sene kapinin girisine astiydik, hani olur da sonrasinda tekrardan bir hirsiz girerse hic zahmet etmesin , bu ev  coktan soyulmustur  babinda diye J Ha unutmadan karsi komsum, gelinlikci olan, kadincagizin kaybi baya baya büyüktü . Meger yeni evlilere hep girerlemis hirsizlar, bir Bakirköy  ritueliymis , kendisi gelinlikci oldugundan cok kez duymus etrafindan, hatta biz tasininca da bizi de uyarmak istemis ama sonra garip kacar diye vazgecmis. Kadincagiz bizim icin endiselenirken , kendi basina geldi , garip oldu.  Sizde aradagini bulamayinca yanlis eve girdigini düsünerek , hirsini alamayarak bana da girdi demesi enterean oldu ama , yasadigi soka verip pek desmedim arkasini ;) 

Biterken , bu olayda sonra basimdan geceni anlattigim abartmiyorum 10 Istanbullu varsa 6 sinin ya direk kendi basindan ya da birinci derece yakinin basindan gecmis bir hirsizlik öyküsü. Hatta benim ki en  zararsizindan, insanlarin uyurken soyulduklari olmus.  Bildigin Istanbul`da yasamanin olmazsa olmazlarindan olmus cikmis soyulmak. Ve acisi alismisiz. Ona göre tedbir aliyoruz. Misal yeni evleniyorsun , gelen hediyeler daha aksaminda annelere dagitiliyor, düsün en mutlu gününde bile hirsizi düsünürek böyle bir gelenek gelistirmis milletiz. Veya baska aklima gelen , araba kullanmayi ögreniyorum, babamin ilk ögrettigi seylerden biri, arkadan biri carparsa sakin arabadan inme , kapini kitle. Baska hangi ülkede araba kullanmayi ögrenen birine bu da ögretilir ? O kaa alismisiz ki soyulmaya , kaniksamisiz , ona göre önlemler türetiyoruz kendi capimizda.  Esasen yazilacak cok sey , sistemin abuklugu , adaletsiz gelir dagilimlari , güvenlik sisitemleri sacmalamacalari piiiii bir sürü sey var da yazacak , simdi deginemiyorum. Hem trenim Basel a yanasmak üzere, hem de bugün kü gün haberlere bakamadim, asil büyük soygunda neler olmus neler bitmis meraklar icerisindeyim canlar , o yüzden burada kesiyorum.

Bu hikayeden cikarilacak ders, sirt cantasi kullaniyorsaniz önüne sadece selpak koyun, celik kapi yaptiriyorsaniz , o kapinin oturacagi cercevenin icine de beton döktürün , öle dedi polis abi. Yoksa levye ile yamultup aciyorlarmis, bakiniz Burcu`nun hikayesi ;)


Bir sonraki abuklukta görüsmek üzere, sevgiyle kaliniz esen kaliniz. Ha bir de hristiyan arkadaslarim icin hayirli noeller efenm . Heilige Nacht Stille Nacht ….:D



********************************************************

YORUMLAR .... YORUMLARIMIZ ...... ( FB , 24. Aralik 2013)

******************************************************** 

22 Aralık 2013 Pazar

ABUKLUKLAR SILSILESI 27 // Bizim niye bir mistik hikayemiz yok??

Kankadan .... Bizim niye bir mistik hikayemiz yok??


Burcunun abukluklar silsilesine katkım olsun efen'm no:27



Yine bir “eski güzel kurtuluş günleri” hikayesi
Seneden çok emin değilim, 1994 veya 1995
Burcu, ben ve bir arkadaş oturuyoruz, yine fazlasıyla tüketilmiş süt kahve muz likörü karışımı

Sütün gazı, kahvenin cinliği, muz likörünün mayışıklığı karışımında geçen bir akşamda her nedense, nerden aklımıza gelmişse mistik olaylardan bahsediyoruz!!?? 

Sağdan soldan duyulmuş bir hikayeyi anlatıyor arkadaş, mum yanarken duvarda yazılar belirmiş falan, acaba ne yazıyomuş, şu da yazsa bu da yazsa diye geyiğe dönen bir muhabbet..
Bir anda elektrikler gitti, evde de bir tane mum var, hani böyle bardak gibi şeylerin içinde olanından, yaktık mumu, toplandık etrafına, mistik muhabbete devam..

Sonra birden mumun içinden yazılar belirmeye başladı.. hepimiz o anı yaşamışız, ama likörün etkisine vurmuşuz olayı, ama sonra birimiz artık olayı dillendirdi.. Derin bir sessizlik hepimiz muma kitlenmişken, “arkadaşlar benim gördüğümüz siz de görüyor musunuz dedi..” yüreğim yerinden çıktı sanki, anlamsız bakışlarla birbirimize bakıyoruz.. Sonra sakin kalıp ne yazdığını anlamaya karar verdik, sakin kalmak ne mümkün tabi, kalp atışları 200 ü bulmuştur herelde, hepimizde derin bir sessizlik... İyice havaya girdik, ortaya çıkan harflerden anlamlı bir mesaj çıkarmaya çalışıyoruz, çok zorladık ama olmadı..

Sağdan soldan bulduğumuz bir kalemle mumun içinde bulunduğu bardağı kurcalamaya karar verdik.. Aşırı bir gerginlik var tabii.. Sonuç olarak bardağın içinden bir tornavida çıktı, hani şu minik gözlük vidasını sıkıştırma tornavidalarından, yazı olarak beliren hikaye de tornavidanın markası, yazıdan bir anlam çıkaramamız normalmiş 

İşin sonucu, o tornavdanın orda ne işi olduğunu hiç anlayamadık; o kadar gerginliğin sonucunda sanıyorum hepimiz mistik bir hikayemiz olacak diye çok havalı ve heyecanlı triplere girmiştik ama elimizde kahahalarla hatırlanacak tamamlanamamış mistik bir hikaye kaldı... 

Demokan 22.12.2013



********************************************************


********************************************************