22 Aralık 2013 Pazar

ABUKLUKLAR SILSILESI 27 // Bizim niye bir mistik hikayemiz yok??

Kankadan .... Bizim niye bir mistik hikayemiz yok??


Burcunun abukluklar silsilesine katkım olsun efen'm no:27



Yine bir “eski güzel kurtuluş günleri” hikayesi
Seneden çok emin değilim, 1994 veya 1995
Burcu, ben ve bir arkadaş oturuyoruz, yine fazlasıyla tüketilmiş süt kahve muz likörü karışımı

Sütün gazı, kahvenin cinliği, muz likörünün mayışıklığı karışımında geçen bir akşamda her nedense, nerden aklımıza gelmişse mistik olaylardan bahsediyoruz!!?? 

Sağdan soldan duyulmuş bir hikayeyi anlatıyor arkadaş, mum yanarken duvarda yazılar belirmiş falan, acaba ne yazıyomuş, şu da yazsa bu da yazsa diye geyiğe dönen bir muhabbet..
Bir anda elektrikler gitti, evde de bir tane mum var, hani böyle bardak gibi şeylerin içinde olanından, yaktık mumu, toplandık etrafına, mistik muhabbete devam..

Sonra birden mumun içinden yazılar belirmeye başladı.. hepimiz o anı yaşamışız, ama likörün etkisine vurmuşuz olayı, ama sonra birimiz artık olayı dillendirdi.. Derin bir sessizlik hepimiz muma kitlenmişken, “arkadaşlar benim gördüğümüz siz de görüyor musunuz dedi..” yüreğim yerinden çıktı sanki, anlamsız bakışlarla birbirimize bakıyoruz.. Sonra sakin kalıp ne yazdığını anlamaya karar verdik, sakin kalmak ne mümkün tabi, kalp atışları 200 ü bulmuştur herelde, hepimizde derin bir sessizlik... İyice havaya girdik, ortaya çıkan harflerden anlamlı bir mesaj çıkarmaya çalışıyoruz, çok zorladık ama olmadı..

Sağdan soldan bulduğumuz bir kalemle mumun içinde bulunduğu bardağı kurcalamaya karar verdik.. Aşırı bir gerginlik var tabii.. Sonuç olarak bardağın içinden bir tornavida çıktı, hani şu minik gözlük vidasını sıkıştırma tornavidalarından, yazı olarak beliren hikaye de tornavidanın markası, yazıdan bir anlam çıkaramamız normalmiş 

İşin sonucu, o tornavdanın orda ne işi olduğunu hiç anlayamadık; o kadar gerginliğin sonucunda sanıyorum hepimiz mistik bir hikayemiz olacak diye çok havalı ve heyecanlı triplere girmiştik ama elimizde kahahalarla hatırlanacak tamamlanamamış mistik bir hikaye kaldı... 

Demokan 22.12.2013



********************************************************


********************************************************

ABUKLUKLAR SILSILESI 26 // KURUMSAL SIGARA BIRAKMAK

KURUMSAL SIGARA BIRAKMAK

Sene 2011, günlerden Erlangen, aylardan buhran. Vaktin gecmek bilmedigi , bir ton belirsizligin kafamda cirit attigi anlar.  Ne yedigim yemekten haz aliyorum ne icdigim ickiden. Ayni kadeh ayni mey bir tat alamiyorum , allahim bu nasil bir hal sarhos dahi olamiyorum tadinda günler ,  cok pis bir seyleri degitiresim var, ama neresinden nasil baslayacagimi da bir türlü kestiremiyorum.  Her gün bir digerinin aynisi , aksam olsa da yatsak , sabah olsa da kalksak triplerinde ölü taklidi yaparak gün egliyorum, bed bed bedbahtim , o derece.  

Özet vermek gerekirse sevmedigim bir isi yapiyorum, bilmedigim bir yerde yasiyorum , en sevilmeyecek adami sevdigimi zannediyor , hunharca sevdiklerimi sorguluyor, ve  suursuzca tüketiyorum! Önüme ne gelirse artik, en basta kendimi.  Hayatimin en  abuk iliskilerinin bu döneme denk gelmesi de ondan sanirim. Bildigin bundan epi topu iki sene öncesi ama , o kaa tarihin derinliklerinle gömesim gelmis ki, sanki degil iki yirmiiki yil öncesiymis gibi bir izi var üzerimde . Simdi dönüp baktigimda , ohannes ne sacma toplara girmisim demekten alikoyamiyorum kendimi.

Tek pozitif yani sorun odaklarindan uzakta oldugum  gercegi olan bu dönemde  kafamda bir ton soru ile ise gidip geliyorum amma o nasil bir ise gidip gelme hali! Sevmedigim ne varsa buluyor beni, üzerime aldigim her is her sorumluluk yapisiyor, nereye elimi atsam, elim orada kaliyor. Her günün gecesinde  sifirlayarak uyanma sözü veriyorum hesapta kendime, her gecenin sabahinda yeni ellerle uyaniyorum. Onlarca elim var sanki vücudumda, her biri baska bir soruna yapisik.

Ayhhh amma icinizi karattim ya, uzatmayayim, gercekten bed bir moddu iste, eminim hepinizin hayatinda olmustur böylesi bir dönem. O dönemlerin sabahlarini hatirlayiniz iste benimki de ondan farkli degil. Iste yine böyle bir gecenin sabahinda  ise gitmisim, kafa beton , bir is yetistirmem gerekiyor . Bu arada isler  yapistigindan kelli , erteledikce erteliyorum kendilerini, tarifi mümkün olmayan son dakika krizleri üzerine krizler yasiyorum ama ögrencilik yillarimdan edindigim bir yetenek herhal, o zaman baskisi ve son dakika krizleri  verimliligimi arttiriyor olsa gerek , hir gür kriz mriz  de olsa zamaninda teslim ediyorum bir sekilde isleri. Anyway anyhow yine böyle bir isin termini gelmis oglene kadar teslim etmem gerekiyor projeyi. Müdür bir yandan soruyor ne durumdasin, yigitlige b*k sürdürmekte yok, sorun yok iki saate hazir diyorum ama bir yandan da nasil sigara krizim gelmis , koskoca ofiste de sigara icilecek yer tam müdürün odasinin karsisi. Böyle otobüs duragi tadinda tasarlanmis , özel havalandirmali nikotin kösesi. Gidip icsem , daha büyük amca ile karsilasmak bir de ona durum raporu vermek riski var, naapsam ne etsem die kara kara düsünürken, tinnnnnk , aklima cekmecemdeki nikotin sakizlari geliyor Cekmecende nikotin sakizinin ne isi var diye soranlara. Sigaraya basladim basliyali , birakmam icin yilmadan savasan , her türlü numarayi deneyen iki kisi varsa, biri annem digeri de Seri. Seri bir ilac firmasinda müdür, ve o sektörde yeni ne cikiyorsa yilmadan benim üzerimde deniyor :) O dönem de firmasi yeni nikotin sakizlari üzerine calisiyor, hazir Almanya ya gidiyorsun, yeni ortam yeni insanlar, gel su isi orada halledelim , birak su meredi diyerekten bir koli nikotin sakizi vermis. Ben de koliyi acmadan oleee atmisim cekmeceye, o kaa hevesliyim yani ;)

Neyse can havli ile cekmeceyi acip kutuyu parcalayarak nikotin sakizlarina ulasma mücadelesi verirken müdüre yakalandim.

Dedi hayirdir??

Dedim sigarayi birakmaya calisiyorum siratarak

O an icin muhabbeti bir an once kestirip atip , nicotine kavusup isi iki saatte yetistirme derdindeyim, baska da bir sey düsünmüyorum. Bir de sirittim ya , saka yaptigimi anladi sandim. Neyse ekrana geri baglanip sacma excellimle bogusurken , birden masama birakilan sekerlemeleri farkettim. Portakal sulari mi diyim  , kolalar mi , jelibonlar mi  artik akliniza ne gelirse atistirilacak ne varsa gelen gecen masama bir sey  birakiyor. Ise o kaa kaptirmisim ki kendimi bende siritip tesekkür edip calismaya devam ediyorum, bir yandan da anlam veremiyorum tabi bütün bu olan bitene .  Neyse isi bitirdim maili attim , bir gelen mailleri cek ediyim dedim , piiiiiiiiiiiiiiiiiiiii onlarca mail , hepsinin basligi 

Burcu Sevinis raucht nicht mehr “ Türkce meali „Burcu Sevinis sigarayi birakti!!!!“

En altta da benim müdürün maili ;

Liebe Kollegen,

Burcu Sevinis möchte das Rauchen aufhören.

Bitte um Eure Allseitige Unterstützung, damit Ihr das auch gelingt!!!!

Mit freundlichen Grüßen
XYZ „

„ Sevgili Kollegeler,
Burcu arkadasimiz sigarayi birakmaya calisiyor ,
Lütfen bu sürecte desteklerinizi kendisinden esirgemeyiniz ! „

Bildigin bölüm asistani tarafindan bütün bölüme forwardlanmis abicim mail. Duyan da destek amacli geliyor masama hediye birakiyor. Zinhar imkani yok bu kadar yazisma / ve gelismeden sonra ofiste sigara icmenin. Dedim Burcu ofiste sigarayi icmeyi unut, aksamlari evde icersin .  O günün aksamini zor ettim. Bildigin sakiz üzerine sakiz cignedim , bir kutu sirf o güne gitti neredeyse. Neyse aksam eve gittigimde de ulen bütün gün icmeden durdun bir de aksami dene bakalim, hadi bir hafta dene bakalim falan derken bildigin 9 ay sigara icmedim.  Sigara sigara olali böyle bir birakilma yasamamistir ;)

Biterken, bu hikayeden cikarilacak ders, bir Almana saka yapma, dur ya bu dersi cikarmistik sankim önceden , o zaman bu hikayeden cikarilacak ders su olsun ,  sen sen ol isini son dakikaya birakma.  Hahahah yine tirt yine tirt. Su yazilari yazmaya basladigimdan beri en zorlandigim anlar bu anlar anasini satasiyim. Hayir derdin mi yok salak, niye illa bir ders cikaracaksin , yaz gitsin iste. Yok ama yükselen koc oglak olunca , dertsiz basina dert acmak gibi enteresan huylarin oluyor. Burc geyigi de yaptim ya helal olsun bana, en iyisi daha da sacmalamadan burada kesmek. Öpüyorum hepiciginizi , haftaya Zürich den yazmaya devam . Sevgiyle kalin, esen kalin! Bir de basarabilirseniz mutlu olun! 



********************************************************

YORUMLAR .... YORUMLARIMIZ ...... ( FB , 22. Aralik 2013)

********************************************************

ABUKLUKLAR SILSILESI 25 // TURKSKA TURKSKALAR VE HAYATIMIN EN PAHALI VIZESI

TURKSKA TURKSKALAR  VE  HAYATIMIN EN PAHALI VIZESI

Sene 2003 , Zorlu bir egitim yilini geride birakmis dört günes parcasi genc bunu bir balkan turuyla taclandirmaya karar verir. Amac hem gruptaki Isvicreli cana kendi topraklarini , kültürünü yakindan tanitmak hem de biraz adrenalin salgilamak. Sirp, Yunan , Isvicreli ve bir Türküz ekipte. Icimizde her ne kadar düzenin / zamanlamanin üstadi Isvicreli bir gen olsa da, Balkan tarafi agir basan ,  plansiz programsiz bir haftada alinan bir kararla  girisilmis bir tatili anlatacagim bu aksam efen`m size...
E hal böyle olup, balkan tarafi agir basan bir tatil  olunca  abukluklar da eksik olmadi tabii. Ilk evvela ben isten izin alamadim. Hampi o güne satis koymus sagolsun  zinhar gidemezsin bir yere demesiyle   arkadaslardan iki gün sonra cikmak durumunda kaldim  tatile.  Bu arada hem ucma fobisi olan arkadasi kafalama hem de macera yasamak adina  Zürich den kara yolu ile gitme karari almisiz ki, su an kafama silah dayasalar yapmam . Gerci benim sonra eklenmem , durumu degistirebilirdi amma , e ben eksik mi kalacagim arkadaslardan hirsi agir basmisti. O vakit iki gün gec de olsa ben de kara yoluyla giderim arkadas diyerekten bir güzel Belgradà otobüsle gitme karari aldiydim  . Aklimi seveyim!  Bu arada  o vakit Isvicre , Schengen `de degil. Türk pasaportunla yari kapali ceza evinde gibisin. 2 saat ötendeki yere bile giderken vize almak gibi talihsiz  bir durum var. Allahtan Schengenìm var diyorum kendi capimda ama , güzergahdaki ülkeleri cek etmek aklimin ucundan gecmiyor. Esasen gecmiyor demiyim, gayet de güzel Sirp Konsoloslugunda anlattiydim derdimi, Iste burada oturma iznim var, aha bu da senelik Schengen vizem , Bu da Belgrad dan davetiye,kara yoluyla gidecegim,  baska da bir seye gerek var midir deyu sorduydum halbusi. Problem yok Turska , aha da bu da senin Sirbistan vizendir diyerek güle oynaya göndermislerdi beni .
Anyway anyhow Sirbistan `dan vizeyi kapinca bir kosu gittim otobüs biletimi almaya. Nasil helecan., nasil! Uzun zamandir da uzak yol yapmamisim onun da verdigi aclik, günleri gecelere bagliyorum , isik hizinda gecsin günler de bir an önce baslasin tatil modundayim. Paralelde yapilan haziriklar da ayri bir komedi. Bütün ülkelerin trafik kurallarini bastirmis Basel li can, bildigin her ülke 5-6 sayfa iken bizde 20 sayfayi bulan kurallar, :D gel gör ki o kaa calismis olmasina ragmen Bursa`da gecirdigi krizi halen daha hatirladikca koparim. Yemisim 20 sayfa kurali, burada tek kural, g*tü kollayacaksin diye isyana gelen Isvicre`li gördüm ya, gözüm arkada gitmem !
Güzergah , Belgrad , Nis Krusevac, Skopje , Selanik , Istanbul, Olympos. Ben Belgrad da katilacagim arkadaslara, tek program bu onun disinda ne bir otel rezervasyonu ne bir yol haritasi, böylesi kafadan kopuk bir tatil. Neyse uzatmayayim, günler geceleri kovaladi , nihayet yolculuk günü geldi catti. Bir gittim ki bir otobüs dolusu gurbetci Sirp. Tek yabanci benim , ben de Türk. Bir tek muavinle anlasabiliyorum,  söför dahi Almanca bilmiyor, yolculardan büyük bir kismi biliyor aslinda ama  bilmemeyi tercih ediyor öyle abuk bir ortam.  Neyse ciktik yola , Almanya sinirindan gectik, pasaportlar toplandi gümrükte , bir yarim saat kadar bekledik sonra devam. Aynisinin laciverdi  Avusturya `da da oldu. Sonraki sinir kapisi Macaristan. Otobüsün icinde hummali bir calisma . Sordum muavine nedir durum, dedi Macersitan gümrük bir ton zorluk cikariyor , öncesinde yolcular kendi aralarinda “ corba parasi „topluyorlar gümrükteki memur icin, amac süreci hizlandirmakmis ;) Dedi bu insanlar 11 aydir bugünün hasreti ile yasiyorlar aci vatan Isvicre`de,  yolculuk günü geldi catti mi, fazladan bir 10 dakikaya tahammülleri yok. Dedim eyvallah ben de attim corbaya tuzumu . Kattim katmasina da sonrasinda yasananlar tüm bu hummali calismayi ve benim katkimi bosa cikardi , o ayri :)   Sinirda pasaportlar toplandi , corba parasi da kasla göz arasinda yetkiliye teslim edildi , bekliyoruz pasaportlar gelsin de yolumuza koyulalim deyu ama gel gör ki , bir saat gecmis olmasina ragmen hala en ufak bir hareket yok... Homurdanmalar basladi otobüsün icinde, neyse bir saatin sonunda görevli geldi.
„Türk haric herkes devam edebilir. Türk burada kaliyor ! „
Ohaannees, noluyoruz ya dedim. Dedi Maceristan transit gecitlerde Sirplardan vize istemiyor ama Türklerin transit vizesi almasi lazim !
Vay arkadas ! Haberim yoktu. Zira kalici degilim ülkenizde , isim olmaz , Belgrad a gidiyorum ben . Arti bu orobüs bensiz devam etmeyi birak bir metre hareket edemez bir yere! Dedim ki .... Piiiiiii, otobüsün ici bir karisti, allahtan anlamiyorum konusulanlari , sadece „Turska Turska „ kismini anliyorum, ama saglam saydiriyorlar belli. Dedim acil vir cözüm buluna sayin yetkili. Dedi var bir cözüm ama en az bir saat bekelemeniz icab eder, bir de bu insanlari nasil ikna edeceksiniz o da ayri bir konu tabi diye sirriti yamuk Almancasiyla. Neyse su hayatta becerdigim bir sey varsa o da dogru yerde dogru adamla tanisma./ kaynasma yetenegimdir , Nihayetinde bu hikayede de kilit isim yolculuk boyunca beni kanka belleyen Muavin olduydu. Icerdekileri yatistirma görevi kendisine verilerek bir güzel bekleme odasina gecildi. Vize memurunun  mesai ücreti , taksi ücreti arti transit vizesi diye 250 EUR luk bir fatura cikardilar karsima , pasa pasa ödedim, ve memurun gelmesini bekledim. Beklerken odanin duvarlari dikkatii cekti. Istisnasiz her kösesinde Türkce okkali bir küfür !!! Ebesinden , amca ogluna kadar bütün aile bireyleri saydirilmis bir güzel !  Demek dedim, bu konuda yalniz degilim. Üsenmedim tek tek okudum hepsini. Sonra nihayet memur geldi vizemi hazirladi , bir saatin sonunda otobüse döndügümde ise homurdanmalar bögürmelere dönüsmüstü. Böleeee taaa Belgrad`a kadar gitttik, Turska asagi Turska yuukari J Belgrad`da otobüsten inip olay yerini bir terk edisim var ki, ayaklarin g*t e carpa carpa kosarsin demek ne demekmis, bifiil tecrübe ettigim andir.

Biterken , basi ne kaa sancili baslasa da , hayatimin en unutulmaz tatillerinden biriydi, en keyif aldigim , her aninin dolu dolu oldugu , kaliplasmis tatil paketlerinden / rutinlerinden arindirilmis en renkli, en keyifli , en yeniliklerle dolu tatiliydi. Ne o öle ergen zamanlarindaki gibi alkolun dibine vurma vardi, ne de  daha sonralari üzerime yapisan orayi da göreyim bunu da yiyim , a sunu yapmadan burdan gitmeyeyim gibi gereksiz tatil  kosullanmalari. Hersey tadinda , dozunda , cok gercek ve bir o kadar da samimiydi. Cikarilacak derse gelince, Zürich`den evine kara yoluyla gitmeye kalkistiginda 3 vize alman gerekiyorsa arkadas, ait oldugun ülkenin dis politikasinda ciddi abukluklar var demektir. Ve bu abuk yönetime maruz bir vatandas olarak , ne kaa normal olmaya calisirsan calis  , bir sekil gelip bulacaktir abukluklar seni ! Ondan kelli bu aniyi bitirirken canlarim  ,    tüm bu abuk ve irrasyonelliklerden bir an önce kurtulmamizi temenni ediyor ,  hepinize huzurlu bir Pazar gecesi diliyorum .  Sevgiyle kaliniz , esen kaliniz! 



***********************************************************


***********************************************************

ABUKLUKLAR SILSILESI 24 // ELVEDA YOGURT

ELVEDA YOGURT

Ahan da son dakika abuklugu. Uzuuuunca zamandir karin agrilarimdan sikayetciyimdir, bilen bilir bazi günler o kaa siddetlidir ki bildigin L seklinde gecer günler. Uzzzzzuuuuuunca bir zamandir da bu agrilarin daha önce gecirmis oldugum cikolata kisti denen illet hastalikla baglantili oldugunu düsünürdüm. Düsünürdüm ne ya, kapi gibi teshisi var mevzunun elimde. Gidilmeyen doktor , uygulanmayan tedavi yöntemi kalmamistir hatta. Gide gele konunun uzmani oldum neredeyse , hani sabah programlarina konuk olup bu illet hakkinda 2003 ten beri olan tüm gelismeleri anlatabilirim. Ahahahha saka saka simdi bunu okuyan bütün hekim arkadaslarim ayar olurlar. Olmayin ayar , ben bana tedavi yöntemi olarak cocuk yap diyen meslektaslariniza ayar oluyor muyum , olmuyoruuuuum ;)
Anyway anyhow , son günlerde , günahini almiyim ama  basladigim yoga ile ne kaa alakasi var bilmiyorum,  agrilar artinca rutin senelik ziyaretimi gerceklestireyim hem bir bakiyim buradaki doktorlar ne diyecek dedim. Burada da öle direk uzman doktordan randevu almak kolay degil. Yani alirsin almasina da , önerilen önce Hausartz ina ( aile hekimine ) bir gözükmen. Velhassili kelam ben de tuttum Hausartzìn yolunu. Anlattim meramimi , iste özellikle spordan sonra oluyor , su zamanlarda oluyor idi bidi , dedi alakasi yok diger hastaliginizla , size bir laktoz testi yapalim. Bugün icin anlastik , gittim dayadilar bir litre laktozu , 20 dakikada bir kan aldilar , ölctüler bictiler felan fesmekan , dediler laktoza toleransiniz sifir, zinhar süt ürünlerinden uzak durunuz. Ve veya laktozsuz ürünler tercih ediniz. Yuh dedim, dile kolay onbes yilim gecmis bir doktorla , bir ton test ol , gitmedigin doktor kalmasin , bu laktoz mevzusu hic aklimiza gelmesin. Hayat bazen cok tuhaf .
Eyvallah dedim ciktim ise gittim. Iste de nasil bir gün aman yarappim, telefon iki dakika susmuyor , maillesmeler masa tenisi ayarinda, pinpon topu gibiyim resmen , yok ya masa tenisi degil futbol maci gibi , karslikli kontra ataklar felan , ama ortada skor namina bir sey yok, ölesi beter bir gün. Tüm bu hengamenin ortasinda bir de karnimla bogusuyorum, zira kendisi bugün konusmayi söktü. Acaip acaip sesler, yarim saate bir tuvalet ziyareti. E dedim Hausartz alacagin olsun , test babinda dayadin laktozu bünyeye de , bunun nasil cikacagini neden söylemzsin önceden. Ona göre gün secerdim ben de. Bol toplantili gün olup olabilecek en kötü versiyonunydu Velhassili kelam kabus bir gün gecirmis oldum.

Biterken, canim kankalarim , pek muhterem abilerim , ablalarim ve gözlerinden öpülesi kardeslerim su abukluklar silsilesinde girmedigim pozisyon kalmadi resmen huzurlarinizda, en son bir güzel circiri da yazmis oldum. Ahahahha sinir taniiyorum resmen. Söz bir daha bu kadar detaya inmeyecegim! Cikarilacak derse gelince , Fikret Kizilok un en sevdigim sarkisinda da gectigi üzere, her gecenin bir sabahi, her kisin bir bahari her derdin bir dermani her seyin bir zamani var , laktoz testi de dahil !!! 





***********************************************************
***********************************************************